Daniel Knorr, Romanyalı çağdaş bir sanatçıdır ve eserleri, sıklıkla provokatif malzemeler ve kavramlar kullanarak siyasi ve teorik konuları keşfeder. 1968 yılında Bükreş’te doğan Knorr’un sanat yolculuğu, ailesiyle Almanya’ya kaçtığı 14 yaşındayken başladı. Resim eğitimi, Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde, etkili sanatçı Daniel Spoerri’nin öğrencisi olarak aldı. 1990’ların başında Berlin’e taşınarak, toplumsal, ekonomik ve biyopolitik temalarla ilgili çalışmalarını geliştirdi. Knorr’un sanatı, kokain, çukurların kalıpları ve duman gibi tartışmalı malzemeler kullanır. Eserleri, temsiliyet, boşluk ve hayal dünyasının sembolik yapısı gibi meseleleri işler. Öne çıkan eserlerinden biri olan Smoking in the Museum (2012), sağlık hizmetleri ve sigara içenlerle içmeyenler arasındaki gerilimle ilgili küresel tartışmaları ele alır. Knorr’a göre bu eser, çağdaş biyopolitikaların somutlaşmış bir örneğidir ve devletin kültürel-politik tartışmalar aracılığıyla iktidar ve denetim uygulama şekillerini gösterir. Eserleri katılımcı ve...
Daniel Knorr, Romanyalı çağdaş bir sanatçıdır ve eserleri, sıklıkla provokatif malzemeler ve kavramlar kullanarak siyasi ve teorik konuları keşfeder. 1968 yılında Bükreş’te doğan Knorr’un sanat yolculuğu, ailesiyle Almanya’ya kaçtığı 14 yaşındayken başladı. Resim eğitimi, Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde, etkili sanatçı Daniel Spoerri’nin öğrencisi olarak aldı. 1990’ların başında Berlin’e taşınarak, toplumsal, ekonomik ve biyopolitik temalarla ilgili çalışmalarını geliştirdi.
Knorr’un sanatı, kokain, çukurların kalıpları ve duman gibi tartışmalı malzemeler kullanır. Eserleri, temsiliyet, boşluk ve hayal dünyasının sembolik yapısı gibi meseleleri işler. Öne çıkan eserlerinden biri olan Smoking in the Museum (2012), sağlık hizmetleri ve sigara içenlerle içmeyenler arasındaki gerilimle ilgili küresel tartışmaları ele alır. Knorr’a göre bu eser, çağdaş biyopolitikaların somutlaşmış bir örneğidir ve devletin kültürel-politik tartışmalar aracılığıyla iktidar ve denetim uygulama şekillerini gösterir.
Eserleri katılımcı ve kavramsaldır, sanatın ve büyük tarihi ile toplumsal-siyasi olguların kesişimlerini düşündürür. Bunlardan biri, 2017’de documenta 14’te ilk kez sergilenen Expiration Movement’tır; bu eser, 163 gün boyunca Kassel’deki Zwehrenturm’dan her gün 10 saat boyunca beyaz dumanın sürekli olarak salınmasını içeriyordu. 2005 Venedik Bienali’nde sergilediği ve Avrupa’daki milliyetçilik ve kimlik sorunları hakkında tartışmalar başlatan European Influenza adlı eseri de önemli bir katkıdır.
Knorr’un eserleri, Zürih’teki Migros Müzesi, Leipzig’teki Stasi Müzesi ve Münih’teki Pinakothek der Moderne gibi büyük uluslararası kurumlarda sergilenmiştir. Eserleri, küresel meseleler üzerine durarak, izleyicilerini politika, kimlik ve sanatın değişim ve tartışma yaratma rolü üzerine düşünmeye davet eder.