Medya Sanatlarının İzinde: Analogdan Dijitale Çok Katmanlı Bir Yolculuk
Sevil Dolmacı Gallery, Art Dubai Dijital kapsamında sanat ve teknolojinin sınırlarını zorlayan uluslararası sanatçılardan oluşan yenilikçi bir sergi sunmaktan mutluluk duyuyor. Analog ve Dijital’in Ötesinde Medya Sanatları başlığı altında, yapay zeka, veri görselleştirme ve medya sanatlarının farklı pratiklerinin kesişimini ele alan sanatçılar Peter Kogler, Mischa Kuball, Fabrizio Plessi, Sara Ludy, Can Büyükberber, Ben Cullen Williams, Tuba Elmas, Emre Namyeter, Fırat Engin ve Fuseworks’un eserleri yer alıyor.
Sergi, medya sanatlarının geçmişten bugüne gelişimi anlatan görsel bir diyalog sunarken, formların, sembollerin ve nesnelerin zaman içinde nasıl sadeleştiğini, değiştiğini ve yorumlandığını konu alıyor. Kürasyonun temelinde yer alan zaman çizelgesi medya sanatları alanında 1980’lerden bugüne üretimlerini gerçekleştiren sanatçılarla, genç sanatçıları bir araya getiriyor. Bu bağlamda dijital sanatın kavramsal ve estetik dönüşümünü izleyiciye aktarıyor.
1980’lerden medya sanatlarının öncülerinden Peter Kogler, Mischa Kuball ve Fabrizio Plessi serginin temel yapısını oluşturuyor. Işık, mimari ve toplumsal söylem arasındaki etkileşimi araştıran kavramsal sanatçı Mischa Kuball’ın ışıklı kutuları, mimari öğeleri medya sanatlarıyla harmanlayan Avusturyalı sanatçı Peter Kogler’in bir diyalog kuruyor. Kogler, dünyaca ünlü optik tasarım çalışmalarını sergi alanının bir duvarına uyguluyor. Medya sanatının öncülerinden Fabrizio Plessi, 1980’lerden bu yana dijital medyanın mekânsal boyutunu araştırıyor. Video teknolojisini kullanarak üç boyutlu yapıları eserlerine entegre eden sanatçı, sıvı elementin gerçeklik ile temsili arasındaki illüzyonist ilişkiyi ele alıyor ve mekanik-elektronik yeniden üretim teknolojileriyle bu etkiyi daha da güçlendiriyor.
Post-dijital üzerine çalışan, resim video ve dijital formlar üzerine simüle edilmiş doğal formlar kullanan Sara Ludy, geleneksel ve dijital sanat arasında köprü kuruyor. Sanatçı,son dönem yapay zeka ile ürettiği post-dijital dünyada bedensel algı kavramına dair özgün bir bakış açısı sunduğunu eseriyle yer alıyor. Can Büyükberber ise yapay zekanın estetiğine odaklanarak yeni yapay zeka modellerini eserlerine entegre ediyor ve dijital sanatın evrimine dair geleceğe yönelik yenilikçi perspektifler sunuyor. Ben Cullen Williams, yapay zekayı veri toplama aracı olarak kullanarak, doğadan ilham alan kompozisyonlar üretiyor ve teknoloji ile organik formlar arasındaki hassas dengeyi gözler önüne seriyor.
Tuba Elmas, neon eserleriyle medya arkeolojisine yeni bir bakış getiriyor. Eski daktiloları yeniden kullanarak, “future” ve “reality” kelimelerini neon tipografiyle yorumlayan sanatçı, geçmişin anlatılarını günümüzle buluşturuyor. Fırat Engin ise neon eserinde ışık sanatı ile çağdaş sanat arasındaki ilişkiyi yeniden kuruyor. Emre Namyeter, kendi ürettiği boyaları kullanarak çok katmanlı soyut heykeller yaratarak, çalışmalarında derinlik ile karmaşıklığı ön plana çıkarır.
Fuseworks ise, multimedya yerleştirmeleri ve performansları merkezine alarak farklı disiplinler arasındaki sınırları keşfetmeyi hedefliyor. Sanatçı kolektifi, ışık, mekân, ses ve hareket arasında yeni bağlantılar kurarak, geleneksel sanat anlayışına meydan okuyan etkileyici ve sürükleyici deneyimler sunuyor.
Sevil Dolmacı Gallery, fuarda analog ve dijital dünyalar arasındaki dönüşen diyaloğu keşfetmeye davet ediyor. Çağdaş sanatçılarının teknoloji ile nasıl etkileşime girdiğini ve görsel anlatımın geleceğini nasıl şekillendirdiğini inceleyen sergi, Art Dubai Digital 2025 kapsamında galerinin analog ve dijital gelecek arasında köprü kurma vizyonunu bir kez daha ortaya koyuyor.