Cem Gönül (d. 1993, İstanbul), Endüstriyel Ürün Tasarımı bölümünden 2017 yılında mezun oldu. Üniversite boyunca moda ve tasarım odaklı farklı işler yaptı. Mezuniyetinden sonra Erkal Aksoy ile tanışması hayatında bir dönüm noktası oldu. Sanatta ve iç mekân tasarımında büyük bir zevke sahip olan Erkal, Cem’e kendi sanat yolculuğunu şekillendirmesi için rehberlik etti.

Resimde solo işlerini üretirken, bir yandan da contemporary art’ın dünyadaki en değerli temsilcilerinden Haluk Akakçe’nin üç yıl boyunca solo asistanlığını yaptı. Bu derin öneme sahip üç yılın ardından, kendi eserlerini sanatseverlerle buluşturmaya başladı. Haluk Akakçe’yi de temsil eden sanat galerisi Sevil Dolmacı’nın genç sanatçı havuzuna katılarak, Bodrum 2024 Ruins Hotel’de gerçekleşen Golden Hour sergisinde global çapta önemli sanatçılar arasında yer aldı. Aynı yıl The Ritz-Carlton’da gerçekleşen Art Weeks Istanbul ve son dönemde Villa Ipranosyan’da düzenlenen Dialogue of Sights and Signs sergilerinde de eserleri sergilendi.

Gönül’ün eserleri üç temel unsur etrafında şekilleniyor: renkler, figürler ve geometrik şekiller.

Renkler, sanatında baskın bir öge olarak karşımıza çıkıyor. İştah açıcı renkler kullanma konusundaki özeni, onun sanatsal pratiğini başka bir seviyeye taşıyor—adeta gözler için bir şölene dönüştürüyor. Her tablosunun her bir parçası için “o doğru” rengi bulana kadar saatlerce çalışıyor, tekrar tekrar denemeler yapıyor, farklı renkleri karıştırıyor.

Figürler de onun sanatsal pratiğinde önemli bir yer tutuyor. Haluk Akakçe ile geçirdiği yıllar, figürlere olan bakış açısını derinleştirdi. Şu anda neredeyse her gün 50’den fazla figür üzerinde çalışıyor. Onlarla yaşıyor, bazen onlarla konuşuyor—bu, onun dünyasını anlamak için kilit bir detay. Figürleri tamamen kendi hayal gücüne ait ve her biri sanatında farklı bir hikâye anlatıyor.

Sanatında üçüncü temel unsur ise geometrik şekiller. Masum formları kozmik ve geometrik temalarla bir araya getirerek sürreal bir ritim oluşturuyor. Geometrik detayları titizlikle çalışıyor ve onları tuval üzerinde kusursuz bir düzen içinde yerleştiriyor. Bu amaçla el yapımı araçlar kullanarak kendi tekniklerini geliştiriyor.

Algılarımızın çoğu zaman arzularımız tarafından şekillendiği fikrini işlerken, izleyiciyi gerçeklik ile fantezi arasındaki alanı keşfetmeye davet ediyor.